
Müslüm Gürses’in kla dinleyicisi bu tür farklı projelere nasıl tepki veriyor?
- Vallahi arkadaşım, biz önceki kasette de böyle farklı tarzlara yer vermiştik. Gayet olumlu tepkiler aldık. Umarım müzikseverler tepkilerini yine olumlu yönde ortaya koyarlar. Ama bizim kendi tarzımız da yine albümde göze çarpacaktır. Çok renkli bir albüm oldu. Gökkuşağı gibi bir şey oldu. Her yüreğin dinleyip kendini bulabileceği hikayeler var.
Sezen Aksu ile düet yaptığınız bir şarkı var. Aynı anda mı stüdyoya girdiniz, yoksa sonradan kayıtlar mı birleştirildi?
Sezen Aksu ile buluştuğum şarkı bir Yunan bestesiydi. Sezen Aksu ile
değerlendirmek fikri kolektif olarak ortaya çıktı. içinde iki ayrı hikaye var.
Biri Sebahat Abla hikayesi, onu ben anlatmaya çalıştım. Bir de Sezen Hanım’?n
seslendirdiği Eşref Abi. Kayıtları ayrı zamanlarda yapıldı, sonradan
birleştirildi. Ben o şarkının kaydı için 3 bin kilometre uzaktan geldim.
Rahatsızdım ama rahatsızlığımız sakil durmadı.
Albümdeki şarkıların seçilmesinde sizin de önerileriniz oldu mu ya da okumam
diyerek reddettiğiniz parça var mıyd??
- Ben yabancılardan Frank Sinatra, Ofra Haza bir de Nat King Cole denilen bir
sayığdeğer dostumuz var, onu dinlerim. şarkıda bana gelen haz ve içerik kafama
yatıyorsa, bende sırıtmıyorsa sorun olmaz. Önümüze yabancı kaynaklı birçok şarkı
geldi, içlerinde bunlar beni sardı. şarkının okunmasında en büyük irade benim
ama aramızda her konuda uyum vardı.
şarkılarını seslendirdiğiniz yabancı sanatçılardan önceden sevdiğiniz, aynı
sahneyi paylaşmak isteyeceğiniz kimse var mı?
- Mesela Haris Aleksiyu olabilir. Sırıtacağını zannetmiyorum. Zaten müziğin
kendisi de dostluktur, paylaşımdır.
Yurtdışına açılmayı, ingilizce albüm yapmayı düşünüyor musunuz?
- Tabii bunlar hemen boyacı küpü gibi bir batırıp çıkararak olacak hadiseler
değil. Emek istiyor, zaman istiyor, maddi açıdan güç istiyor, çalışmak istiyor.
Ama zamanı gelirse,şartlar oluşunca neden olmasın?
şarkılarını seslendirdiğiniz sanatçılar, mesela Björk ya da Garbage bir gün
sizden beste istese verir miydiniz?
- (şaşırıyor, uzunca düşünüyor ve gülümseyerek) Veririm tabii ki. Neden
verilmesin? Müzikte egoistliğe yer yok. Paylaşım var.
Pasaj Müzik bu albüm için özel bir sunum çalışması yaptı. Siz de bir imaj
yenilemesi yapacak mısınız Yılların Müslüm Baba’sı değişecek mi?
- Albümde tarz değişikliği derken, tamamen kendi tarzımızdan kopmuş bir
vaziyetimiz yok. Halimizden memnunuz. Bu tür değişiklikleri yeni renkler olarak
kabul etmek lazım. Stüdyoda yakışıyor mu yakışmıyor mu diye bir ön tavrımız
oluyor. Bir ?ey bize yakışmıyorsa "?u moda" diye ona sarılmanın, kendine monte
etmenin alemi yok.
Halkın takdirine tercüman olduk
Biz babalık meselesini arzuhalciye gidip dilekçe ile üzerimize almadık. Bu
halkın bir takdiri, taşımaya çalışıyoruz. "Ah Oğlum" şarkısına gelince, bana
yakışacağı düşüncesiyle yola çıkılmış. Sözlerle uyum içerisinde gördüm, tercüman
olmaya çalıştım.
MURATHAN MUNGAN
Bu proje aranjmana iadei itibar
Bu albüm hem Müslüm Gürses çizgisinin çok dışında, hem de Türkiye’de yaygın
olarak bilinen Batılı şarkılardan oluşmuyor. Ne sa’ya ne Musa’ya yaranamama
riski yok muş Kim için yapıldı bu albüm?
- O söylediğin benim kaderim, umarım bu albümün kaderi olmaz. Hotel California
gibi ilk akla gelen, tavernalara kadar düşmüş şarkılar vardır ya, yaparsan
bankodur. Onlardan kaçındım. Bu albüm Türkiye’ye benzesin istedim. Bob Dylan
dinleyen kuşaşa da hitap edecek, varoşlarda oturan oğlu evden kaçmış insanlara
da. Ama şunu baştan söyleyeyim, Müslüm’ün geleneksel dinleyicisiyle başını
tamamen koparmasını istemedim. Müslüm Gürses’ten bir Bülent Ortaçgil bir Mazhar
Alanson yaratmaya çalışmadım. Ben onu Olmadı Yar ya da Paramparça’dan sonra
keşfetmiş biri değilim ki. 80’lerden beri dinlediğim, çok sahip çıktığım
şarkıları var. Arabeski küçümseyenlerden olmadım. Güzel, karışma hangi kılıkta
çıkarsa çıksın, tanırım, benden kaçmaz. Bu toprakların yerel renklerini çok iyi
yansıttıklarını düşündüğüm Müslüm ve Sezen’in mutlaka biraraya gelmesini
istiyordum. Kırık bir Ege vardı hep kulağımda. Sebahat Abla öyle çıktı:
Patiskadan perdeleri/rüzgar taşır etekleri/saksıda çiçekleri/ah kokuyor hÃ?¡lÃ?¡.
Sözleri mahalle insanlarını anlatan bazı şiirleri örneğin Fahriye Abla’y?
çağrığtırdı bana.
- Geçmişle zengin bir gönderme ilişkisi kurmak istedim zaten. Benzerliği kadar
farklılıklarıyla da. Orada Türk şiir geleneğine, mahalle aralarını anlatan Türk
hikayesine ve yerli filmlere bir saygı, bir selam var. Hikayeyi şarkıya gömdüm.
"Kimse bilmez neden bitti" diyorlar.
Peki Sezen Aksu’yu nasıl çektiniz işin içine?
- Sezen de benim gibidir: Güzeli tanır. Sen okumazsan başkasını düşünmüyorum,
dedim. Ah Oğlum’un sözlerini yazarken, daha aynı gün şarkı bitmeden telefon
çaldı, Sezen’di arayan. Ona ilk iki dizesini okudum. Büyük bir boğumlu ses çıktı
Sezen’den. "Hayır kimse ölmemiş" deyip telefonu kapattı. Beş dakika sonra tekrar
aradı: "Kusura bakma, suratına telefon kapattım ama evdekiler biri öldü, sen de
ölüm haberi veriyorsun sandılar. şarkı beni mahvetti ne yazdın sen böyle!" O an
kavradım ne yaptığımı. Bir şarkının nerelere kadar gidebileceğini ondan iyi kim
bilir?
Ortaya çıkan sonuçları eser sahiplerinden dinleyen oldu mu?
- Bir kere zaten son halini görmeden sana olur vermiyorlar. Bütün şarkı sözleri
Bülent Somay tarafından ingilizce’ye çevrildi. Kimselere izin vermeyen Björk,
sözleri görüp demoları bile dinledikten sonra onay verdi.
Müslüm Gürses nasıl bir ?ar?c??
- Müslüm Gürses sesinin, gazelhan gelene?ine giden, haf?z gelene?ine giden
kültürel soyaçekimi var. Arabeski yapan bu öz, ?imdi Türk popunda da o t?nl?yor.
?lk önce Adamo gibi ?ark?c?lar geldi, biraz da bizim gururumuzu ok?ayacak
?ekilde Türkçe sözlerle, hatta bozuk bir aksanla ?ark? söylediler. O yabanc?lar
kendi ülkelerine dönünce bizimkiler Bat?l? ?ark?lar? Türkçe sözlerle okumaya
ba?lad?lar. Fakat Bat?l? okuman?n gere?iymi? gibi, ayn? bozuk Türkçe ve aksanla,
ayn? yabanc? ruhla okudular. Uyarlama ile taklit içiçe geçti. O yüzden ben bu
projeyi yeni ve do?ulu bir ruhla yap?lm?? bir aranjman albüm olarak
yap?land?rmak istedim. Daha sonralar? küçümsenen aranjmana bir iadei itibar
olsun diye. Bu performansta yapmaya çal??t???m?z yerel iklimin ve ruhun dünyayla
bulu?mas?. David Bowie yapamad? da biz yapal?m gibi bir ?ey de?il. Önemli olan
biz bunu nas?l söylüyoruz? 8 kere yeniden yeniden çal???lan ?ark?lar oldu. ?ark?
sözlerinin de?i?tirildi?i oldu. Müslüm Gürses hiç yüksünmedi. Her seferinde
yeniden girdi okudu.
Bu konudaki huysuzluklar?n?z biliniyor, projenin bir sponsoru olmas?n? nas?l
kabul ettiniz?
- Bir firma ile çal??mak, benim tercih etti?im bir ?ey de?ildir. Fakat Yeni
Rak?’ya ne dersin dedikleri zaman yak???r dedim. Çünkü hem Müslüm’e, hem bu
?ark?lara, hem bana yak???yor. ?ark?lar?n bir k?sm?n? rak? içerken sevdik. Rak?
bu ?ark?larda yakalamaya çal??t???m yerel duyarl??a yak?n bir ?ey. Benim sponsor
konusunda t?rnak ç?karaca??m zannediliyordu. Kadeh toku?turdum. ?imdi arkama
yaslan?yorum. Bundan sonras?nda b?rakal?m ?ark?lar konu?sun.
Baban?n o?luna ilk ?ark?s?
Ah O?lum ?ark?s?nda farkettim ki 30 senedir Müslüm Baba diye bilinen birinin,
ilk defa o?luna seslendi?i bir ?ark? yaz?yorum. Bu bir hesap i?i de?ildi. Dur
Müslüm Baba’ya bir ?ark? yazay?m da o?luna seslensin diye ç?kmad?. Bendeki
babadan, bendeki o?uldan ç?kt?.